27 Ekim 9. Sayı, 1. Sayf Hâlâ Mugalâta

(yanıltmaya çalışma)

Ermeni patrik kaymakamı Zaven Efendinin İstanbul'da intişar eden "Rumca Teologos" gazetesindeki beyanatı , hak ve hakikat namına dünyada irtikab edilen kizb ve dürûğun (kötülük adına yapılan yalancılığın)en şeni' (kötü) bir faslını teşkil ettiğine hükm etmek icabeder,

Harekât-ı Milliyenin Avrupa efkârında hasıl ettiği te'sir-i mesudu (mutlu etkiyi) bir türlü hazm etmek istemeyen ve kendi âmal-i milliyelerinin sükûtu karşısında insaniyetin bütün maâlisinden (yüksek-derin fikirlerinden) tecerrüd eden (sıyrılan) Patrik efendi yaşamak isteyen ve yaşamak istediği için kabiliyet -i hayatiyetini izhar eyleyen (yaşayabileceğini gösteren) koca bir milletin savlet-i ittihad perveranesini (birlikte saldırma duygusunu) meşkuk ve ma'lûl (şüpheli ve sakat) göstermek ve yine her zaman yaptıkları gibi ezhan-ı ecnebiyeyi tarik-i mugalataya (yabancıların zihinlerini yanıltıcı yollara) sevk etmek istiyor.

Harekât-ı Milliyenin hedef ve gayesi cihanın malûmu olmuştur. Harici ve dahili tehlikeler karşısında hukuk-u tabiisiyle (doğuştan sahip olduğu hukuku ile) mukaddesatının temin-i istihsâli (elde edilebilmesi) için birleşen milletimizin, asırlardan beri birlikte yaşadığımız anasıra (unsurlara /azınlıklara) karşı hiç bir fikr-i husumeti (düşmanca düşüncesi) olmadığını vakayi ve hadisat (geçen ve devam eden olaylar) ispat etmiştir . Sine-i tarihisinde (tarihinin göksünde) yaşayan anasırın mevcudiyetine, lisanına, ananatına (geleneklerine) zaman oldu ki kendi hâkimiyet-i milliyesinden fedakârlıklar ibzal ederek ( esirgemeden harcayarak) yine riayet etmiş olan milletimiz mesail-i ahireden (son meselelerden) sonra da aynı gayeler ,aynı prensipler etrafında ilân-ı müşarat etmiştir (şartlar belirtmiştir.)

Erzurum ve Sivas umumi kongreleriyle teyid edilen (doğrulanan) mukarrerat (kararlar) bunu ispata kâfidir. Vaziyet-i tabiiyyetini hüsn-ü ifa eden (uyruk olma durumunu iyi niyetle yerine getiren) anasır-ı gayr-i müslime (Müslüman olmayan azınlıklar) hukukunun mahfuz ve me'men (saklı ve sağlam) olması ne kadar tabii ise vaziyet-i tabiiyyetini tecavüz ederek (uyrukluk durumunu aşarak) şimdiye kadar birlikte yaşadığı milletin beka ve mevcudiyetine taarruz edenlerin dahi nefretle telakkisi o kadar tabii ve zarûridir.

Harekât-ı Milliyenin istihdaf ettiği (hedef seçtiği) gayelerden en birincisini bu memleket de teşrik-i hayat eden (birlikte yaşayan) bilcümle anasırın husul-ü emniyet ve saadetleri (güven ve mutluluklarının sağlanması) teşkil eder .

Osmanlı milletinin Kafkasya'da teşekkül eden Erivan Ermeni cumhuriyetinin istiklâlini bütün devletlerden evvel tasdik ve te'yid ettiğini (onaylayıp desteklediğini) Zaven Efendinin hatırlaması icab eder. Yine derhatır etmek (hatırlatmak) lâzımdır ki tasdik-i istiklâlleri vesilesiyle Dersaadet'e gelmiş olan Ermeni murahhasasının irad eyledikleri nutuklarında , mülâkatlarında tarihi husumetlerin artık maziye karıştığına dair olan itirafı ve Türk milletinin yüksek ve necip hislerine karşı Ermeni milletinin minnet ve şükranına ait ifadatı (ifadeleri) uzak eğil ,pek yakın bir mazide vuku' bulmuştur. Mütarekeden beri avdet eden (geri dönen) Ermenilere karşı hiç bir tarafta hiç bir hareket icra ve hiçbir tecavüz vuku' bulmuş değildir. Bilakis ecnebi kuvve-i işgâliyesinin (yabancı işgal güçlerinin)bir çok hile ve desais (oyunlar) ile müzaharet-i mahsusalarına istinad eden(özel koruyuculuklarına dayanan) bazı Ermeniler emval-i metrûkelerini (terk ettikleri mallarını) aramak bahanesiyle İslamiyetçin harim, namus ve vicdanı olan aile yuvalarına kadar cebren girerek izzet-i nefs-i milliyemizi tahkire(milli onurumuzu aşağılamaya,hakarete) yeltendiklerini artık ihfaya (gizlemeye) bir mecburiyet görmüyoruz.

Mütarekeden sonra zulüm gören ve şikâyet etmesi lâzım gelen bir millet varsa o da İslamlardır. Harekât-ı ahire-i milliyeden (son milli hareketten) önce hilaf-ı ihtiyari (zorla/ istemeden) hicret ettiği iddia olunan Ermeni ailelerine gelince ,Patrik Zaven Efendi cenapları bu hicretin sebep ve hikmetini bizden daha iyi takdir ederler sanırız.

Muazzam bir program dahilinde icra edilen bu ufak tehcir (göç ettirme), muhaceretlerine matuf olduğu (göç etmelerine dönük olduğu), siyasi gayelerini memleket de anlamayan kimse kalmadığını Zaven Efendiye temin edebiliriz.

Adana'da Ermeni ekseriyetini tekeşşüf etmek (sağlamak) için yapılan bir hicretden Harekât-ı Milliyeyi mesul tutmak tabir-i âmiyanesiyle (kabaca) bir taşla iki kuş vurmak demektir.

Vilâyet-i şarkiye de bir Ermenistan teşkili için çalışan ve maatteesüf (ne yazık ki) Ferit Paşa gibi bir Türk sadrazamını da kendi daire-i amellerine dahile (kendi emelleri içine almaya) muvaffak olan Ermeni teşkilâtının bu maksad-ı milliyelerinin husranı (kaybolması/ sonuçsuz kalması) karşısında Harekât-ı Milliyemizi anasır-ı gayr-i müslime (Müslüman olmayan azınlıklar) aleyhdarlığıyla şaibedar (şüphelenilen) göstermek zilletine düşmeleri pek tabiidir.

Fakat Zaven Efendi gibi Ermenilerin reis-i ruhaniyesi (dini önderi) olan bir zatın, menfi beyanatından mugayer olarak (uymayarak / etkilenmeyerek ), Türkiye dahilinde yaşamağa mecbur olan milletlerin uhuvvet ve saadet-i müşterekelerini temine matuf mesai-i milliyemizden sarf-ı nazar edecek değiliz (birlikte kardeşlik ve mutluluklarını sağlamaya yönelik ulusal çabamızdan vazgeçecek değiliz).

Fakat, Ermeni milletine de söylemek isteriz ki kendisini idare edenler bazı sergüzeşt-cu (macera arayan) kimselerdir ve bunların harekât ve teşebbüsat-ı gayr-i meşruasiyle (haklı olmayan girişimleri ile) saadet-i kavmiyeleri haleldar oluyor ( kavimlerinin mutluluğu zarar görüyor) Bir seyl-i mugalata (yanıltma laf kalabalığı) ve mübalağa (abartı) ile hakikiyet (gerçekler) tahrif edilemeyecektir (bozulamayacaktır).

Ahiren (sonunda) Anadolu 'da icra-yı seyahat eden tetkikat-ı muhtelife(çeşitli inceleme) heyetleri hakikatı bütün sarahatiyle ve vuzuhiyle (açık ve netliği ile) görüp anlamışlardır.

Ezcümle (son söz olarak) General Harbord riyasetindeki Amerikan heyet-i mahsusasından (özel kurulundan) bir zatın beyanatı ,iddiamızın en sarih (açık) bir bürhanını (kanıtını) teşkil eder. Mahv ve imha edildiği iddia edilen Ermenilerin birer birer meydana çıktıkları, Ermenilerin mugalatadan kurtulamadıkları bir lisan-ı salahiyetdar (yetkili ağız) tarafından teyid edilmektedir (doğrulanmaktadır).

Memleketimizde hiç bir menfaatı olmayan ve belki her devletten ziyade Ermenilerin himayesini deruhte eden (yüklenen) Amerikalıların şahadet-i mutebereleri (değer verilen tanıklıkları )bütün âlem-i madeniyetçe haiz-i kıymet (değerli) dir.

Binaenaleyh (bundan dolayı ) hamileriniz size "mugalata ve mübalağa" isnadiyle (yanıltma ve abartma suçlaması ile) sizi fiilen tekzip ediyorlar (yalanlıyorlar). Şu halde Zaven Efendi cenapları !.. Mugalatadan sarf-ı nazarla (vazgeçerek) kendi vazife-i ruhaniyeniz dahilinde, kararmış olan vicdanları tehzip ve irşad (düzelme ve uyarma -yol gösterme) ile meşgûl olursanız milletinize daha büyük bir hidmette (hızmette) bulunacağınıza şüphe yoktur.