8 Aralık , 15. Sayı , 1. S?/4tun

Meclis - i Milli'de

Tam bir serbesti ile şayan-ı ş?/4kran (memnuniyet verici) bir sükûn ve intizam içinde hitam bulmağa (sona ermeye) başlayan intihabat (seçimler), meşrutiyetin d?/4şmanlarını iskat (susturmak) için pek beliğ bir mahiyet ( g?/4zel bir nitelik ) gösterdi. Meclis-i Meb'usan'ın ictimaına maddeten imkân olmadığını, ahval-i umumiyenin (genel durumun) buna m?/4sait bulunmadığını , intihabat (seçimler) vesilesiyle memlekette tefrikalar,nifak ve husumetler (böl?/4nmeler, geçimsizlik ve d?/4şmanlıklar) uyanacağı cihetle milletin vahdeti (birliği) namına bir m?/4ddet te?tm)hir-i intihabattan (seçimlerin ertelenmesinden) başka çare görmediklerini söyleyenler, bu gün , faaliyetin bu belâgatı (yeterliliği) karşısında mahcup olmasalar bile milletin itimadını müebbeden zay?tm)i ( sonsuza kadar kayıp)etmiş oldular.

İntihabata maniden te'hirine (seçimlere engel olmaktan ertelenmesine) kadar taraftar bulunan rical içinde mahdut nazarlı ve mahdut d?/4ş?/4nceli (sınırlı bakış ve d?/4ş?/4ncede olan) bazı zevatı istisna edersek mütebakisinde ( saymazsak geriye kalanlarda) hemen kâmilen ihtiyac-ı hakikiden (gerçek ihtiyaçtan) doğmamış bir fırkaya h?/4kûmetin kuvvetiyle . ve binaenaleyh cebir ve tazyik ile (zor ve baskı ile ) taraftar kazandırmaktan ve buna muvaffak oluncaya kadar , fırkalarının fikr-i teşkilatını göstermemek için , intihabata mani' ( seçimlere engel) olmaktan başka gayeleri olmadığını bu g?/4n kabul etmek lâzım geliyor. Ç?/4nk?/4 te?tm)hir-i intihabata (seçimin ertelenmesine) efkâr-ı umumiyeyi alıştırmak için ortaya atılan evhamın (kuşkuların) hiç biri tahakkuk etmedi (gerçekleşmedi). Hakimiyet-i milliye, ilan-ı meşrutiyetten beri oldukça buhranlar içinde kalmış , zaman zaman mevcudiyetini rahnedar ( eksik/ yıkığı gediği bulunan) görm?/4ş olmakla beraber bu g?/4n b?/4t?/4n d?/4nyaya şamil bir vuzuh ve bedahetle (açıklık ve belirginlikle) sabit oluyor ki T?/4rkler, hayat-ı ictimaiye ve siyasiyesinde (politik ve toplumsal yaşamında) sarsılmaz bir mevki?tm)ye sahiptir.

Rical-i devlet in bu hakikate vakıf (bilgi sahibi) olarak hareket etmesi, bir taraftan milletin menafii?tm) namına lâzım olduğu kadar diğer taraftan kendi hayat-ı siyasileri namına da en muvafık (uygun) olanıdır.

Gittiği istikametin doğruluğundan emin olanlar, mesailerinde mukadderat-ı milliyeyi (milletin geleceğini) şahsi emellerine ve hususi menfaatlerine bulaştırmayanlar, milletin murakabe-i siyasiyesinden (siyasi denetiminden / seçimlerden) hiç bir zaman içtinab etmezler (çekinmezler) . Milletin hakimiyetine merbut (bağlı) olmaktan mütevellit (ileri gelen/ doğan) bir emniyetle nasıl olsa ve nerede bulunsa teksife (yoğunlaştırmaya) muvaffak olacağı iradesini , hiç bir zaman istihfaf etmemek (hafife almamak) lâzım gelir.

Milletlerin, bir hezb-i kalb ile tevdi-i hakimiyet ederek (y?/4rek temizliği / saflık ile egemenliğini bırakarak / emanet ederek) esir veya hayvan gibi yaşamak itiyadında (alışkanlığında ) bulundukları zamanlar , çok uzak bir maziye karışmış, gitmiştir. O zamanların uzaktan kulağa pek hoş gelen aristokratik ve saltanatlı , ihtişamlı idare-i cahilanesine ricat etmek ( cahilce yönetimine dön?/4ş yapmak), bu asr-ı tekâm?/4le (gelişme çağına) ayak uydurma mecburiyetini inkâr etmek demektir. Vaktiyle ittihad ve terakki istibdadını (baskılı ve keyfi yönetimini) , millet meclisinin hazfı (aradan kaldırılması) , hakimiyet-i milliyenin imhası (ulusal egemenliğin yok edilmesi) şeklinde tesis ve ikameye cüret edemeyerek ( kurup yerine koymayı göze alamayarak) ,intihabata n?/4fuz ve m?/4dahaleyi tercih eylemişlerdi. Onu istihlâf eden (yerine geçen) fırka karikat?/4rlerinin bu buhranı bila tereddüt (duraksamadan) göze almış olmaları maatteessüf (?/4z?/4lmeğe değer ki) ne memleketi ne milleti tanımadıklarına ve sini milletde (milletin yaşamında) hiç bir zaman y?/4z bulamadıklarına en bariz (açık) bir delildir.

Millet ,hakimiyetine her zaman sahip olduğunu, ve istediği vakit ne bahane olursa olsun bunu m?/4dafaa ve muhafaza edebileceğini cihana ispat etmiş olmakla aynı zamanda asr-ı zihniyetini (çağdaş d?/4ş?/4ncesini), idari kabiliyetini de tasdik ettirmiş olur. Cemiyet-i beşeriyenin (insanlığın) ruhiyatı, yarın fiilen tekzibe (yalanlanmaya) uğraması muhtemel olan iddialarla değil, hayat-ı umumiyesindeki tezah?/4rat-ı fiiliye ile ( yaşamı boyunca görünen eylemleri ile) tetkik edilir (incelenir). Şimdiye kadar zannettikleri gibi T?/4rklerin , mevki?tm)-i iktidarda bulunan bir kaç kişiye kolayca esir olmadığını itiraf etmek mecburiyetindedirler. Bu mecburiyeti hissedecek garbın erbab-ı vicdanına (batının vicdan sahiplerine) intihabat (seçimler) ve Meclis-i milli pek kuvvetli bir vesile-i intibah (uyanma fırsatı) teşkil ediyor.

Ancak bu tesiratın idamesi (etkilerin devam etmesi), ve yarın sulh konferansında ispat-ı v?/4cut edecek (varlığını kanıtlayacak / bulunacak) olan heyet-i murahhasanın arkasında mevcudiyet ve istiklâline haris (çok istekli) bir hakimiyet-i milliye varlığının ihsas olunabilmesi (hissettirilebilmesi), her şeyden evvel Meclis-i Millinin ilk celselerinden itibaren tezahür edecek vahdete (ortaya çıkacak birliğe ) bağlıdır. B?/4t?/4n d?/4nyanın enzar-ı dikkati (dikkatli bakışları), yarın meclis açılır açılmaz, Anadolu?tm)nun muhit-i heyecanından Meclis-i Meb'usan'ın k?/4rsi-i muhakematına intikal etmiş (h?/4k?/4m verme k?/4rs?/4s?/4ne geçmiş) olacaktır. Anadolu?tm)da birliğini muhafaza eden milletin, Meclis-i millide bin t?/4rl?/4 oyun ve bin t?/4rl?/4 entrikalarla , teferruatta (ayrıntılarda) bile olsa , muhtelif nokta-i nazarlarla tezahür ve tebarüzü (gör?/4şlerle ortaya çıkıp belirginleşmesi), hususiyle bu ihtilafatın , istiklâl-i milli, hakimiyet-i milliye , beka ve tamamiyet-i vatan gibi mesail-i hayatiye (özellikle bu anlaşmazlıkların,ulusal bağımsızlık, ulusal egemenlik, yaşam hakkı ve vatanın b?/4t?/4nl?/4ğ?/4 gibi yaşamsal sorunlar) etrafında cereyan etmesi derhal m?/4him bir aks-i tesir vücuda getirecektir.

Vakı?tm)a (gerçekte) Meclis-i milli , muhtelif kanaatlerin en yüksek mevkı - i ifadesi (ifade edileceği yer) olmak itibariyle ş?/4phesiz hiç kimseden kanaatini gizlemesi, yahut hilaf-ı kanaat (kanaatlarına aykırı) söz söylemesi intizar edilemez (beklenemez). Esasen meb?tm)usan-ı muhteremeden (sayın millet vekillerinden) hiç birinin bu halet-i ruhiyede (ruh hali içinde) bulunabileceği bile kabul olunamaz. Fakat memleketin bu g?/4n içinde yaşadığı vaziyet-i vahime , onun istihlasını (kurtarılmasını), bu g?/4n için her vicdan ve hamiyet sahibinin yegâne gayesi mevkiinde bulunduruyor. Bu öyle bir gayedir ki bunun hilafında (karşısında / karşıtı olan) bir nokta-i nazar , Meclis-i millide değil vatanın her parçası ?/4zerinde siyah bir leke olur.

Memleketin istihlası (kurtuluşu) da evvela istiklal-i milletin muhafazasıyla meşruttur (şart koşulmuştur /şartına bağlıdır). Bin t?/4rl?/4 s?/4sl?/4 söz, bin t?/4rl?/4 efkâr bile dahi olsa istiklal-i milliye dokunacak bir mesele mevzu-u bahs olamaz. Efradın olduğu gibi milletlerin de hürriyeti terakki ve inkişafın (y?/4kselme ve gelişmenin) , siyaset ve mevcudiyetin m?/4tevakkıf (bağlı olduğu ) ilk esastır. Binaenaleyh (buna göre) bu esas üzerine tehalüf edecek (karşı olacak /zıddı olacak) bir nokta-i nazarın da vicdan-ı millide nokta-i tahamm?/4l bulması ( milletin vicdanında tahamm?/4l edilebilir olması) imkânı yoktur.

Bunlar haricinde bir de memleketin hudud-u maddisi (somut sınırları) vardır. Bu hududu milletin iradesine istinad ederek (dayanarak) tayin eden Müdafaa-i hukuk cemiyeti , hayalet ?/4zerinde değil , müspet , kat?tm)i ve hakiki ( kanıtlanmış, kesin ve gerçek) bir zemin ?/4zerinde çalışmağı tercih ve m?/4tareke nameyi esas alarak kabul etmiştir. M?/4tareke namenin tespit ettiği hududu muhafaza ve m?/4dafaa etmek her Osmanlı için bir şeref ve hamiyyet (yurt severlik) borcu olduğu gibi, bu m?/4tarekeye vaz?tm) ı imza eden (imzalayan), ve akd-i mütarekeyi beşeriyetin (insanlığın) sulh ve selâmeti namına az çok h?/4sn?/4 niyet göstermiş olan b?/4t?/4n devletler için de bir namus ve haysiyet meselesidir. Şu halde , esasen (öz?/4nde) b?/4y?/4k bir fedakârlığı, mağlubiyetin bir netice-i zaruriyesi (ister istemez kabul edilen sonucu) şeklinde telakki etmekten mütevellit hiss-i insaf (yorumlamaktan / algılamaktan ileri gelen adalet hissi) ile tayin edilmiş olan hudud-u memleket etrafında da ihtilaf-ı hududa kail olamayız ( hudut anlaşmazlığına razı olamayız). Meclis-i millinin nukat-ı esasiyede (önemli noktalarda) ve bunlara müteferri mesail-i tabiiyyetde (bağlı etnik /uyrukluk konularında /meselelerinde) mütebayin (karşıtı / zıddı olan) kanaatlere sahne olmasını ne m?/4mk?/4n , ne de milletçe şayan-ı kabul (kabul edilebilir) görebiliriz. Mesail-i hayatiyemiz (yaşamsal önemdeki meselelerimiz) ?/4zerinde irade-i milliyenin kuvvetle ve vahdetle , sabit ve musirr tecelli etmesi (inatla görünmesi ) mevcudiyetimizin tahlisi (kurtarılması) için en m?/4essir bir çare olacaktır.

D?/4şmanlarımız bunu bildikleri içindir ki intihabatın men?tm)ine , ictima'yı te?tm)hire (seçimlerin yasaklanmasına,toplamalarını ertelemeye) her ellerinden gelen vasıta ile çalıştılar. Bundan sonra da Meclis-i millinin k?/4rsi-i muhakematını atalet ve lâkaydiye (işlevsizlik ve kayıtsızlığa), muhalefetlere sevk etmek için kim bilir neler d?/4ş?/4necekler. Fakat biz, hakimiyetine emin olan ve bu emniyetle teşkilatını te?tm)yid ve takviye eden (kuvvetlendiren ve sağlamlaştıran) Anadolu?tm)nun, lisan-ı azm ve metanetle (sağlam ve kesin bir lisanla) tekrar ederiz ki bu devranın meclisine hiç bir şaibe (leke/ kuşku) giremeyecek ve vahdet (birlik) asıl onda tecelli edecektir.

8 Aralık, 15. Sayı , 1. Sayfa

Sulh ve Türkiye

Wilson tekrar in'ikad edecek (toplanacak) olan Amerika Kongresi için beyanname ihsar etmektedir. Mösyö "Hitckok", Reisicumhur ile uzun uzadıya m?/4lâkatda bulunmuştur. Bu m?/4lâkatta Wilson tarafından dermeyan edilen kuyut-u ihtirasiyede (kaydedilmemek koşulu ile söylenen sözlerde), ezc?/4mle , Reis-i Cumhur için kayıd-ı mezkureden (adı geçen kayıtlardan) bazısını kabul etmek imkânı olup olmadığı mevzuu bahs olmuştur. Nazar-ı siyasi mahafilinde , sulhun kânunusani evahirine (siyasi çevrelerin gör?/4ş?/4ne göre, sulhun ocak sonlarına) doğru akd edileceğine ihtimal verilmektedir. Avrupa Konferansının 17 teşrinisani (kasım) tarihli içtimasında (toplantısında), T?/4rkiye?tm)de uzun m?/4ddet ikamet eden General " ..... " atideki sözleri söylemiştir :

"Türk milletinin ekseriyet-i a'zamisi (b?/4y?/4k çoğunluğu) harbe cebren s?/4r?/4klenmiş olduğundan dolayı m?/4teessir olduğuna kanaat-i kâmilem (kesin inancım) vardır. Ümit ederim ki asıl T?/4rkiye?tm)nin tamamiyetine dokunulmayacağını 1918 de vaad eden başkanımızın bu teminatı esas ittihaz edilerek (sayılarak/ kabul edilerek) T?/4rkiye için muvafık bir suret-i hal (uygun bir hal çaresi /çöz?/4m şekli) bulunacaktır."

Hariciye Nazırı “ Balfour “(*)atideki cevabı vermiştir: "Hiç bir h?/4kûmetin T?/4rkiye Hakkında takip edeceği siyasete dair kendiliğinden bir şey beyan etmesine imkân yoktur. Bu siyaset m?/4şterek olmalıdır. Binaenaleyh (Buna göre/ böylece) Türk ülkesinin şekl-i atisini (gelecekte alacağı şekli) tasvire kalkışmak m?/4ttefiklerimize karşı çirkin olur. Şarkta hükümferma olan (H?/4k?/4m s?/4ren) huzursuzluğun, şayan-ı memnuniyet bir suret-i hal bulmak için sarf-ı mesaiyi m?/4şk?/4lata uğrattığı (herkesi memnun edecek bir hal çaresi bulmak için sarf edilen çalışmaları zorlaştırdığı) doğrudur. Yalnız şurasını katiyetle söyleyebilirim ki: T?/4rkler gibi b?/4y?/4k ve tarihi bir milletin vatanı, bir sulh konferansı tarafından kararlaştırılacak herhangi bir suret-i hal ile h?/4rriyet-i âlemden silinemez ve silinemeyecektir. T?/4rk milleti b?/4y?/4k bir maziye maliktir. Bu millet mevcuttur; ve yaşıyor" Her millet kendi mukadderatını bizzat tayin edecektir. Tarzındaki prensip sair akvama (diğer kavimlere) tatbik edildiği gibi T?/4rklere de teşmil edilecek olursa harpten sonra muhakkak olarak bir T?/4rk imparatorluğu baki kalacaktır. Mamafih bu imparatorluğun hududu hakkında şimdiden bir şey söylemek imkân haricindedir."Bir konuşmacı da şu sözleri söylemiştir :"Amerika?tm)nın T?/4rkiye mandası hakkında ne zaman karar vereceğini bilmiyorum, Fakat m?/4ttefik devletler Amerika?tm)nın iştirâk etmesi ihtimalini de nazar-ı dikkate alarak ona göre hazırlanmak mecburiyetindedirler. Kara deniz ordusu g?/4nde yirmi dört bin İngiliz lirasına mal oluyor. Irak, Filistin, ve İran?tm)daki mesarifimiz ayrıdır. İngiltere h?/4kûmeti m?/4tarekeden beri yapılan işgal masraflarının mandater olacak devlete tesviye ettirilmesi (ödetilmesi) fikrini ileri sürmelidir.

(*) İngiliz Hariciye Nazırı.