Build your own FREE website at Tripod.com Share: Facebook | Twitter | Digg | reddit

            5 Ocak 1356 ,19 . Sayı , 1. Sayfa

Yanlış Bir Zehap ve İftira

            Bütün milletlerde mevcut olan ve muhtelif lisanlarda intişar eden (yayınlanan) gazetelerin en mükemmeli ve vesait itibariyle en makbul ve zengini şüphe yok ki İngiltere'de intişar eden (yayınlanan)“Tayms (Times)" gazetesidir.

Bu gazetenin varidat ve mesarifatumumiyesi ( gelir ve genel masrafları) hakkında ma'lûmatı (bilgisi) olanlar bu babdaki (konudaki) beyanatımızı ve bu gazeteye vereceğimiz ehemmiyeti fazla mübalağalı (abartılı) kabul etmezler . Eğer hafızam beni aldatmıyorsa ilân-ı meşrutiyeti müteakip (meşrutiyetin ilânının arkasından) İstanbul’da intişar eden gazetelerden birisindeki beyanın verdiği malûmata nazaran varidat-ı seneviyesi (yıllık geliri) aşağı yukarı İki Üç vilayetimizin varidat-ı umumiyesine muadildir (bütün gelirlerine eşittir).

            Saha-i siyasetteki mevki’ ( politika alanındaki yeri) ise bütün dünyada mevcut ve intişar eden gazetelerin ser-efrazı (baş yükselteni / gurur vereni ) ve dünyanın yegâne bir gazetesidir. Fransa'da intişar eden ve âlem-i siyasiyat da ikinci derecede haiz-i ehemmiyet olan "Temps" gazetesinin bütün ikdam ve mesai-i mefredesine (ilerlemek için gösterdiği büyük çabaya) rağmen “Tayms” gazetesinin henüz rakibi olamamıştır.Her milletin bütün âlimleri , muharrirleri , en yüksek diplomatları bu gazetenin neşriyatından istifade ederler. Âlem-i siyasette (politika dünyasında) bu gazetenin oynadığı rolü, bütün beşeriyetin efkârında hasıl ettiği te’siri, bazı hükûmetlerin muntazam teşkilât-ı siyasiyeleri ifa edemezler (yapamazlar).

İngiltere’nin en benam (ünlü) muharrirleri , her kısım (dalda) ilim ve fen alimleri, diplomatları bu gazeteye makale yazmakla müftehir (övünçlü) ve gazetenin müdür-ü umumlarıda, bu gibi zevatın efkâr -ı metalibatından (istenen fikirlerinden) istifadeye teşnedirler (çok isteklidirler).

Dünyanın her köşesinde müteaddit muhabirleri ve muharrirleri (haber toplayan ve yazarları) vardır. Hadisat ve vak’a-yi beşeriyeden (toplumsal olaylardan) az çok umumiyeyi iktisab eden her hangi bir hadise ve vak’adan derhal haberdar olur , ona göre mütalâatı neşr ve ilân eder.

Hülasa : Beşeriyetin ilmi, fenni, iktisadi, içtimai, siyasi bütün fikir harekâtından en ziyade ve en seri vesaitle haberdar olan ağır başlı bir gazetedir.

Bu kadar mühim gazetenin muhtelif mahallere gönderdiği muhabirler şüphe yok ki bu husus için müracaat edenlerin en muktedir olanları (yetkinleri) , ilim ve irfan itibariyle de en yüksek ve kıymetlilerinden hadisatı eşgal-i hâkikiyesiyle görüp ve muhakeme edebileceklerden olması lâzımdır..Nefs -ül emirde (işin aslında) bunun aksini düşünmek gazetenin ikiyüz küsur senelik hayatında iktisab ettiği ciddiyet ve hakimiyetle mütenasip (kazandığı ciddilik ve güçle uygun) değildir.

            Halbu ki vaka-i maatteessüf ( üzücü bir olay ) bunun aksini ispat etmektedir. İştihar-ı hadisat-ı beşeriyede (insanlık olaylarının ünlenmesinde) o kadar garip bir cilvedir ki bunun teshir-i sihralûduna (büyüsüne) yakalananlar manyetize edilmiş insanlara benzerler artık o şöhret hilafına vaki’ olacak ikaz ve intibahların yeri yoktur ve olamaz. Çünkü muhatabın efkâr ve kanaatine hâkim  değildir.Muhakamesi iradesinin haricinde ve seyr-i tabisindedir.

Bahsolunan hakikat ne kadar bariz ve sarih olsa da kimseyi ikna edemez ve istihanın kâbus-ü biamanı altında o hakikat heder olur gider. Beşeriyetin bunakîsesini ilim ve irfan bile matlup derecede izale edemiyor. ( İnsanlığın bu noksanlığını ilim ve irfan bile  arzu edilen düzeyde  gideremiyor). Meğer ki bir azm-i lâyetegayyer (değişmez irade) iştiharın hilafına hakikatı iblağ için o derece  ve mütemadi sarf-ı mesai etsin . O vakit vaziyet tebdil ediyor  ama ba’de harab-i Basra.  

            Tayms (Times) gazetesinin İstanbul muhabiri, Anadolu’daki Harekât-i Milliyeyi ,"Mustafa Kemal Paşa’nın bir eser-i teşvik ve icadı" zehabında bulunuyor. Mezkûr gazeteye yazdığı makalesinde şu suretle :

             “ Düyun-u umumiye idaresinin vilâyetlerdeki depolarındaki müdahhar (toplanmış /biriktirilmiş) buğday , arpa vesaireye vaziyet etmekle kanaat etmeyen Mustafa Kemal elyevm (hâlâ / bugün)asker toplamakta ve dahil-i asker olmak istemeyenlerden elli lira bedel taht-ı ahz etmektedir ( zorla almaktadır.) diye idare-i kelâm ediyor (söylüyor) .

Hilâf-ı hakikat (gerçeğe uymayan) asıl ve esastan ari olan şu havadisi Tayms gazetesinde görenler hiç şüphe yok ki sıhhatine kani’ oluyorlar (doğruluğuna inanıyorlar)

Çünkü Tayms gibi mühim bir sahib-i şöhret (ünlü) bir gazetenin intihab ettiği (seçtiği) İstanbul muhabirinin gafletine ihtimal vermek muhaldir (olmayacak şeydir)..Saniyen (ikinci olarak) hilaf- ı hakikat bir havadisin muhabir-i mahsusu tarafından iblağına (gönderilmesine/ulaştırılmasına) rağmen Tayms gazetesinin sütunlarına geçmesi gazetenin ciddiyetiyle gayr-i mütenasiptir (uyuşmamaktadır). İştiharın izhar eylediği ( şöhretin gösterdiği) bu vesait-i mürtakiye ile (yükseltici araçla ) ölçülecek havadisin, kari’lerin efkârında layettegayyer (değişmez) bir kanaat hasıl eylemediğini iddia etmek abestir (boştur / saçmadır). Hakikat ise taban tabana zıt ve aksidir. Şimdi hak ve hakikati bütün vuzuh ve sarahatine (belirginlik ve açıklığına) ve olanca kuvvet ve saffeti ile âleme ilân etmemize rağmen Tayms gazetesinin hilaf -ı asıl (aslı olmayan) neşriyatıyla hasıl eylediği (oluşturduğu) tesiri izaleye (gidermeye) imkân yoktur. Zira bu husustaki vesait ve teşkilatımız gayr-i kâfidir.

            Tayms muhabiri mütarekeyi müteakib, Türklere ve Müslümanlara reva görülen muamelatın tarihçesini göz önüne getirmiş olsaydı bu günkü vahdet-i milleyinin (milli birliğin ) avamilini (sebeplerini / etmenlerini) keşf eder ve bunun bir kahramanın eser-i teşvik ve icadı olduğu zehabına kapılmazdı.Evet Mustafa Kemal Paşa da her Türk ve Müslüman gibi Anavatanının ecnebi ve yabancı milletlerin pay-ı hakaretlerinde yaşamayı, istiklâl ve saltanat-ı milliyenin manda, himaye, vesayet gibi hürriyet-i tabiiyemizle mütenasip (uygun) olmayan boyunduruklar altına girmesine gurur-u millimizi pek haklı olarak kabartan vaki’-i rıza göstermeyen, hülaseten ,esaretle yaşamaya şerefle solmağı her vakit tercih eden kitle-i milliyenin serdarıdır, fakat mübdi’i (icat edeni) değildir.

            Altı yüz senelik hayat-ı istiklâli , bin üç yüz senelik hayat-ı meşrutiyet ve meşruiyeti olan Müslüman ve Türk, esaret uçurumlarına takrib edilmek (yaklaştırılmak) istenirse daha binlerce Mustafa Kemal Paşa ve Rauf Bey’ler yetiştirir ve yetiştirmiştir. Anadolu’nun vahdet ve iradesini şahsi teşebbüsatın bir neticesi olarak tetkik edenler (inceleyenler) hakikatten uzaklaşanlardır. Bu gün şahıs ve fırka mevzu’-u bahs değildir. Hakk-ı hürriyet ve istiklal -i millet mevzu teşkil etmektedir. Bunun için para ve asker toplamağa lüzum yoktur ve olamaz.

            Bilumum Türk ve Müslüman milletin her ferdinin hayatı, bu mefkûrenin maddeten ve manen bil fiil müdahil ve müdafiidir. Masuniyet-i hayatiyesi (yaşamsal dokunulmazlığı )için icab eden teşkilatını milletçe tanzim etmiştir.

            Tayms muhabiri bilmelidir ki kizb-i düruğ (afi yalan ). ve iftira ile efkâr-ı umumiye -i cihanı (dünya kamu oyunu) tağşiş edebilir (karıştırabilir / bulandırabilir) .Fakat hakikatın eşgali tağyir edilemez (gerçeki bozulamaz, değiştirilemez) .

Beş senelik cihan harbinde beka ve mevcudiyeti ,ırk ve dindaşlarının saadet ve selameti için her türlü mahrumiyetlere rağmen kabiliyet-i hayatiyesini gösteren bir millet, üç yüz milyon Müslümanın Tac-ı Hilafetini taşıyan bir saltanat hiç bir kuvvete baziçe (oyuncak) olamaz, kolay kolay harita-i âlemden (cihan haritasından) silinemez.