5 Ocak 1356 ,19 .
Sayı , 1. Sayfa Yanlış
Bir Zehap ve İftira Bütün milletlerde mevcut olan ve muhtelif lisanlarda intişar
eden (yayınlanan) gazetelerin en mükemmeli ve vesait itibariyle en makbul
ve zengini şüphe yok ki İngiltere'de intişar eden (yayınlanan)“Tayms (Times)"
gazetesidir. Bu gazetenin varidat ve mesarifat-ı
umumiyesi ( gelir ve genel masrafları) hakkında
ma'lûmatı (bilgisi) olanlar bu babdaki (konudaki) beyanatımızı ve bu
gazeteye vereceğimiz ehemmiyeti fazla mübalağalı (abartılı) kabul etmezler . Eğer hafızam beni aldatmıyorsa ilân-ı meşrutiyeti
müteakip (meşrutiyetin ilânının arkasından) İstanbul’da intişar eden
gazetelerden birisindeki beyanın verdiği malûmata nazaran varidat-ı seneviyesi (yıllık geliri) aşağı yukarı İki Üç
vilayetimizin varidat-ı umumiyesine muadildir (bütün
gelirlerine eşittir). Saha-i siyasetteki mevki’ (
politika alanındaki yeri) ise bütün dünyada mevcut ve intişar eden
gazetelerin ser-efrazı (baş yükselteni /
gurur vereni ) ve dünyanın yegâne bir gazetesidir. Fransa'da intişar eden ve
âlem-i siyasiyat da ikinci derecede haiz-i ehemmiyet olan "Temps" gazetesinin bütün ikdam ve mesai-i mefredesine (ilerlemek için gösterdiği büyük çabaya)
rağmen “Tayms” gazetesinin henüz rakibi olamamıştır.Her milletin bütün âlimleri , muharrirleri ,
en yüksek diplomatları bu gazetenin neşriyatından istifade ederler. Âlem-i
siyasette (politika dünyasında) bu gazetenin oynadığı rolü, bütün
beşeriyetin efkârında hasıl ettiği te’siri, bazı hükûmetlerin
muntazam teşkilât-ı siyasiyeleri ifa edemezler (yapamazlar).
İngiltere’nin en benam (ünlü)
muharrirleri , her kısım (dalda) ilim ve fen
alimleri, diplomatları bu gazeteye makale yazmakla müftehir (övünçlü)
ve gazetenin müdür-ü umumlarıda, bu gibi zevatın efkâr
-ı metalibatından (istenen fikirlerinden)
istifadeye teşnedirler (çok isteklidirler). Dünyanın her köşesinde müteaddit muhabirleri ve
muharrirleri (haber toplayan ve yazarları) vardır. Hadisat ve vak’a-yi beşeriyeden
(toplumsal olaylardan) az çok umumiyeyi iktisab eden her hangi bir hadise ve vak’adan
derhal haberdar olur , ona göre mütalâatı
neşr ve ilân eder. Hülasa : Beşeriyetin ilmi, fenni, iktisadi, içtimai, siyasi
bütün fikir harekâtından en ziyade ve en seri vesaitle haberdar olan ağır
başlı bir gazetedir. Bu kadar mühim gazetenin muhtelif mahallere gönderdiği
muhabirler şüphe yok ki bu husus için müracaat edenlerin en muktedir
olanları (yetkinleri) , ilim ve irfan itibariyle de en yüksek ve
kıymetlilerinden hadisatı eşgal-i hâkikiyesiyle görüp ve muhakeme edebileceklerden olması
lâzımdır..Nefs -ül emirde (işin aslında) bunun aksini düşünmek
gazetenin ikiyüz küsur senelik hayatında iktisab ettiği ciddiyet ve hakimiyetle
mütenasip (kazandığı ciddilik ve güçle uygun) değildir. Halbu ki
vaka-i maatteessüf ( üzücü bir olay ) bunun aksini ispat etmektedir.
İştihar-ı hadisat-ı beşeriyede (insanlık
olaylarının ünlenmesinde) o kadar garip bir cilvedir ki bunun teshir-i sihralûduna (büyüsüne) yakalananlar manyetize edilmiş
insanlara benzerler artık o şöhret hilafına vaki’ olacak ikaz ve intibahların
yeri yoktur ve olamaz. Çünkü muhatabın efkâr ve kanaatine hâkim değildir.Muhakamesi iradesinin haricinde ve seyr-i tabisindedir. Bahsolunan hakikat ne kadar bariz ve sarih olsa da
kimseyi ikna edemez ve istihanın kâbus-ü biamanı altında o hakikat heder olur gider. Beşeriyetin bunakîsesini ilim ve irfan bile matlup derecede izale
edemiyor. ( İnsanlığın bu noksanlığını
ilim ve irfan bile arzu edilen düzeyde gideremiyor). Meğer ki bir azm-i lâyetegayyer (değişmez irade) iştiharın hilafına hakikatı iblağ için o derece ve mütemadi sarf-ı mesai etsin
. O vakit vaziyet tebdil ediyor ama ba’de harab-i Basra. Tayms (Times) gazetesinin İstanbul muhabiri, Anadolu’daki
Harekât-i Milliyeyi ,"Mustafa Kemal
Paşa’nın bir eser-i teşvik ve icadı" zehabında bulunuyor. Mezkûr
gazeteye yazdığı makalesinde şu suretle : “
Düyun-u umumiye idaresinin vilâyetlerdeki depolarındaki müdahhar
(toplanmış /biriktirilmiş) buğday , arpa vesaireye vaziyet etmekle kanaat etmeyen Mustafa Kemal
elyevm (hâlâ / bugün)asker toplamakta ve
dahil-i asker olmak istemeyenlerden elli lira bedel taht-ı ahz etmektedir ( zorla almaktadır.) diye idare-i
kelâm ediyor (söylüyor) . Hilâf-ı hakikat (gerçeğe uymayan) asıl ve esastan ari olan şu havadisi Tayms
gazetesinde görenler hiç şüphe yok ki sıhhatine kani’ oluyorlar (doğruluğuna
inanıyorlar) Çünkü Tayms gibi
mühim bir sahib-i şöhret (ünlü) bir
gazetenin intihab ettiği (seçtiği)
İstanbul muhabirinin gafletine ihtimal vermek muhaldir (olmayacak
şeydir)..Saniyen (ikinci olarak) hilaf- ı
hakikat bir havadisin muhabir-i mahsusu tarafından iblağına
(gönderilmesine/ulaştırılmasına) rağmen Tayms
gazetesinin sütunlarına geçmesi gazetenin ciddiyetiyle gayr-i mütenasiptir
(uyuşmamaktadır). İştiharın izhar eylediği ( şöhretin
gösterdiği) bu vesait-i mürtakiye ile (yükseltici
araçla ) ölçülecek havadisin, kari’lerin efkârında layettegayyer
(değişmez) bir kanaat hasıl eylemediğini iddia
etmek abestir (boştur / saçmadır). Hakikat ise taban tabana zıt ve
aksidir. Şimdi hak ve hakikati bütün vuzuh ve sarahatine (belirginlik
ve açıklığına) ve olanca kuvvet ve saffeti ile âleme ilân etmemize rağmen Tayms gazetesinin hilaf -ı asıl (aslı olmayan)
neşriyatıyla hasıl eylediği
(oluşturduğu) tesiri izaleye (gidermeye) imkân yoktur. Zira bu
husustaki vesait ve teşkilatımız gayr-i kâfidir. Tayms
muhabiri mütarekeyi müteakib, Türklere ve
Müslümanlara reva görülen muamelatın tarihçesini göz önüne getirmiş olsaydı
bu günkü vahdet-i milleyinin (milli
birliğin ) avamilini (sebeplerini /
etmenlerini) keşf eder ve bunun bir kahramanın
eser-i teşvik ve icadı olduğu zehabına kapılmazdı.Evet
Mustafa Kemal Paşa da her Türk ve Müslüman gibi Anavatanının ecnebi ve
yabancı milletlerin pay-ı hakaretlerinde yaşamayı, istiklâl ve saltanat-ı milliyenin manda, himaye, vesayet gibi hürriyet-i tabiiyemizle mütenasip (uygun) olmayan
boyunduruklar altına girmesine gurur-u millimizi pek haklı olarak kabartan
vaki’-i rıza göstermeyen, hülaseten ,esaretle
yaşamaya şerefle solmağı her vakit tercih eden kitle-i milliyenin
serdarıdır, fakat mübdi’i (icat
edeni) değildir. Altı yüz senelik hayat-ı istiklâli , bin üç yüz senelik hayat-ı meşrutiyet ve
meşruiyeti olan Müslüman ve Türk, esaret uçurumlarına takrib
edilmek (yaklaştırılmak) istenirse daha binlerce Mustafa Kemal Paşa ve
Rauf Bey’ler yetiştirir ve yetiştirmiştir. Anadolu’nun vahdet ve iradesini
şahsi teşebbüsatın bir neticesi olarak tetkik
edenler (inceleyenler) hakikatten uzaklaşanlardır. Bu gün şahıs ve fırka
mevzu’-u bahs değildir. Hakk-ı
hürriyet ve istiklal -i millet mevzu teşkil etmektedir. Bunun için para ve
asker toplamağa lüzum yoktur ve olamaz. Bilumum Türk ve Müslüman milletin
her ferdinin hayatı, bu mefkûrenin maddeten ve manen bil fiil müdahil ve
müdafiidir. Masuniyet-i hayatiyesi (yaşamsal dokunulmazlığı )için
icab eden teşkilatını milletçe tanzim etmiştir. Tayms
muhabiri bilmelidir ki kizb-i düruğ (afi yalan ). ve iftira ile efkâr-ı umumiye -i cihanı (dünya kamu
oyunu) tağşiş edebilir (karıştırabilir / bulandırabilir) .Fakat hakikatın eşgali tağyir
edilemez (gerçeki bozulamaz, değiştirilemez) . Beş senelik cihan harbinde beka ve mevcudiyeti
,ırk ve dindaşlarının saadet ve selameti için her türlü mahrumiyetlere
rağmen kabiliyet-i hayatiyesini gösteren bir
millet, üç yüz milyon Müslümanın Tac-ı Hilafetini taşıyan bir saltanat hiç bir kuvvete baziçe (oyuncak) olamaz, kolay kolay
harita-i âlemden (cihan haritasından) silinemez.
|